Yazar: Halim YILDIRIM
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
FELSEFE ve DİN BİLİMLERİ ANA BİLİM DALI
DİNLER TARİHİ BİLİM DALI
Özet:
Bu çalışma tez yazma aşamasından önce bir hazırlık anlamı taşımaktadır. Budizm, bir din olarak, Hinduizm’in içerisinden çıkmış ve yeni söylemlerle eski düzeni değiştirmeyi amaç edinmiştir. Hindistan’dan yola çıkan bu din günümüzde, doğu ve güneydoğu Asya’nın çoğunda hâkim konuma gelmiştir. Orta Asya’ya gelip Türkler arasında dahi yayıldığını bilmekteyiz.
Siddhartha Gautama isimli bir Hintli Prens’in yaşadığı hayattan duyduğu sıkıntı neticesinde içinde bulunduğu düzeni değiştirme çabası, aynı düzenden şikâyetçi olanlara ilham vermiştir. Hinduizm’in katı kast sistemi ve Brahman sınıfının yozlaşmasından kurtulmak isteyen insanlar akın akın bu yeni dine intisap etmişlerdir.
Dünya’daki dinlerin yayılma alanlarına ve nüfuslarına bakarsak, kutsal kitabı olan ve bir sistem oluşturmuş dinler daha başarılı görünmektedir. Bu da bir dinin öğretilerini anlatmanın, yaymanın en iyi yolunun kutsal metinler olduğunu göstermektedir.
Çalışmada; Budizm’in tarihi hakkında kısa bir bilgi verilecek, Budizm’in kutsal kitap anlayışı ve kitaplarından bahsedilecektir.
Anahtar Kelimeler: Buda, Budizm, Kutsal, Kitap, Hinduizm, Tripitaka
BUDİZM’İN TARİHİ
Buda’nın Hayatı
Budizm dini kurucusu Buda’ya nispetle bu ismi almıştır. Asıl adı Siddhartha Gautama olan Buda, Hindistan’daki Sakya krallığının prensi olarak M.Ö. 563 yılında dünyaya gelmiştir. Sakya kabilesinin bilgesi anlamında “Sakyamuni” ve aydınlanmış, zihni aydınlığa kavuşmuş anlamında “Buda” lakaplarıyla da tanınan bir kişidir. (OKUDAN, 2017). Uzun süre Buda’nın gerçek kimliği hakkında tartışmalar olmuş, O’nun gerçekten yaşamış birisi mi yoksa mitolojik bir karakter mi olduğu konusunda farklı fikirler öne sürülmüştür. Ancak 1986 yılında Kral Aşoka’ya ait bir tablet bulunmuştur. Buradaki bilgiye göre Buda Nepal’in güneyinde, Himalayalar’ın eteklerindeki Lombini isimli bir yerde dünyaya gelmiştir. Daha birçok tarihi buluntu Buda’nın gerçekten yaşamış bir kişi olduğunu kanıtlamaktadır (BUDDA, 1935).
Buda, bir prens olarak çok rahat bir hayat yaşamıştır. 17 yaşına geldiğinde iki prensesle evlenmiş, bir oğlu olmuş, saraylarda görkemli bir hayat sürmüştür. Fakat saray dışına çıktığı üç zamanda karşılaştığı önlenemez üç şey karşısında tüm hayatı değişir. Bunlar; ihtiyarlık, hastalık ve ölümdür. Bundan sonra dördüncü kez sarayından çıkar ve tüm hayatı değişir. Önce felsefe ve yoga tekniklerini öğrenir ve kendisini çok ağır bir rejimle çileye boğar. Ancak bir süre sonra bunun bir faydasını görmez ve bu rejimi terk ederek kendisine sunulan pilavı yer. Yanında bulunan beş kişi bu durumdan hoşnut olmaz ve onu terk ederler. Bir incir ağacını altına oturan Buda, aydınlanana kadar buradan kalkmayacağına yemin eder (ELIADE & COULIANO, 2018). Buda bundan sonraki dört hafta boyunca tefekküre daldı. Tanrı Mara, Buda’yı, endişe, korku ve şehvet isimli üç kızıyla sınadı. Bunda başarılı olamayınca, gittiği yolun ne kadar meşakkatli olduğunu gösterdi ama yine de Buda’yı etkileyemedi. Toprak’tan yardım isteyen Buda, Mara ve şeytanlarını kovmayı başardı ve aydınlanmaya kavuştu. Bulunduğu yeri terk ederek Benares’e doğru yola çıktı (YAVUZ, 1999).
Bundan sonraki hayatını, öğretilerini anlatmak için sürekli seyahat halinde geçirmiştir. Yaklaşık seksen yaşında vefat edene kadar büyük bir cemaat kurmuştur ve Kuşinagar’da hayata veda etmiştir. Yedi günlük cenaze töreninin ardından külleri çeşitli yerlere dağıtılmış ve buralar günümüzde Budistler için kutsal mekânlara dönüşmüştür (OKUDAN, 2017).
Budizm’in Gelişim Süreci
Buda’nın ölümünün ardından, müritleri onun öğretilerini yaymak için “Sangha” isimli teşkilatı kurmuşlar ve sadece Hindistan değil gidebildikleri her yere gitmişlerdir. Buda ölmeden önce herhangi bir vekil bırakmadığı ya da ortada bir kutsal kitap olmadığı için, Budizm’in bir din haline gelmesini sağlayan Sangha teşkilatıdır diyebiliriz. M.Ö. 3. yüzyılda Hindistan’ın neredeyse tamamına hükmeden ve Budist olan Kral Aşoka zamanında Budizm büyük gelişme kaydetmiştir. Aşoka’nın gönderdiği misyonerler ve onların çalışmaları sayesinde Budizm, M.S. 4. yüzyılda Japonya’ya kadar ulaşmış, evrensel bir din haline gelmiştir. Ancak, anavatanı olan Hint Yarımadası’ndan 1203’de son manastırın yıkılmasından sonra neredeyse tamamen silinmiştir. Günümüzde; Kamboçya, Vietnam, Nepal, Japonya, Kore, Çin, Sri Lanka, Tayland, Moğolistan gibi doğu ve güneydoğu Asya ülkelerinde yoğun şekilde yaşanmaktadır (OKUDAN, 2017).
Buda’nın ölümünden sonra öğretilerinin kaydedilmesi fikri ortaya atılmıştır. Bu fikre dayanarak ilk konsil Rajgir’de toplanmıştır. Burada Vinaya ve Sutta Pitaka tespit edilmiş ve ilk çalışmalara başlanmıştır. İkinci konsil Vesali’de toplanmış ve ilk konsilin çalışmaları sürdürülmüştür. Kral Aşoka’nın toplandığı üçüncü konsilde Tripitaka’nın üçüncü bölümü de tamamlanmıştır. M.S. 120’de toplanan dördüncü konsil neticesinde Budizm, Hinayana ve Mahayana isimli iki mezhebe bölünmüştür. Budda’nın resimleri ve heykelleri yapılmaya başlanmış ve Buda eski Brahman tanrılarına benzeyen birine dönüştürülmüştür (ŞEVİK, 2019).
Beşinci konsil 1871’de Myanmar’da Kral Mindon Min tarafından, Buda’nın öğretilerinin daha kesin bir versiyonunu hazırlatmak amacıyla toplanmıştır. Beş aylık çalışma süreci sonucunda Tripitaka’nın yeni versiyonu, 729 mermer tablete yazılarak Kuthadow Pagodası’na yerleştirilmiştir ve bugüne kadar ulaşabilmiştir. Altıncı konsil de 1954’te yine Myanmar’da toplanmıştır. Beşinci konsille aynı amaca sahip olan bu konsile; Sri Lanka, Nepal, Hindistan, Kamboçya, Vietnam, Burma, Laos ve Tayland’dan keşişler katılmıştır. İki yıl süren çalışmanın sonunda, Tripitaka’nın yeni versiyonu katılımcı ülkelerin dillerine çevrilmiştir (OKUDAN, 2017).
BUDİZM’İN KUTSAL METİNLERİ
Budizm’in Kutsal Metin Anlayışı
Budizm, kendi mensupları tarafından Buda-sasana (Buda’nın öğretileri ya da mesajı), Buda-vacana (Buda’nın sözleri) veya Buda-dharma (Buda’nın şeriatı) olarak nitelenmektedir. Budizm bir din olarak tamamen Buda’nın öğretilerine dayalıdır ve onun üzerinde yükselmektedir. Ancak Buda hayattayken bu sözler kayıt altına alınmamıştır ve Buda kendisine bir vekil de belirlememiştir. Bu durum ölümünün hemen ardından fark edilmiştir ve bir kitap oluşturma fikri gelişmiştir (OKUDAN, 2017).
Dünya’nın en eski dinlerinden biri olan Budizm, yaratıcı bir tanrı fikrinin olmaması, ruh anlayışının çok belirgin olmaması, kurban kesme anlayışının olmaması gibi konular sebebiyle dinler arasında çok farklı bir konumu vardır. Kutsal metinleri açısından da diğer dinlerden farklılık göstermektedir. Çünkü Budist kutsal metinleri, bulundukları bölgeye, o bölgedeki dile ve o bölgedeki mezhebe göre farklılık gösterebilmektedir. Örneğin, Kalp Sutra isimli kitap, Doğu Asya ve Tibet Budist ayinlerinde okunduğu halde Nepal’de veya Kamboçya’da okunmamaktadır (OKUDAN, 2017).
Budizm’deki üç cevherden birisini temsil eden Budist kutsal metinleri tapınma nesnesi olmanın yanında günlük hayatta da inananları tarafından farklı amaçlarla yüceltilmektedir. Hasatın bereketli olabilmesin için ekim sırasında tarlaya kutsal metinlerin getirilmesi, metinlere atfedilen gücün bir göstergesidir. Kötülüklerden ve kazalardan korunabilmek için kutsal metinlerden sözcükler vücuda dövme şeklinde uygulanabilmekte ya da bazı bölümlerin yazılı olduğu kâğıtları kişi üzerinde taşıyarak da aynı etkiyi sağlayabilmektedir (OKUDAN, 2017).
Budizm’in üç ana kolundan Theravada mezhebi; Tripitaka’yı kabul eder ve bunun dışındaki metinlere itibar etmez. Mahayana mezhebi ise Tripitaka’yı kabul etmekle birlikte Buda’nın öğretilerinin bu kitaplarda yazılanlarla sınırlı olamayacağını ve Dünya yeterince olgunlaşırsa hepsinin açığa çıkacağını savunmuştur. Bu sebeple Mahayana mezhebi içerisinde Theravada’ya göre çok fazla kutsal metin bulunmaktadır. Vajrayana mezhebindekiler ise kendilerine ait bir kutsal kitap külliyatı geliştirmiş ve bunun gerçek mesaj olduğunu savunmuşlardır. Şunu da belirtmek gerekir ki bütün Budist ekollerinin ve metinlerinin ortak bir mesajı vardır ki bu da Samsara çarkından kurtulmaktır. (OKUDAN, 2017).
Budizm’in Kutsal Metinlerinin Oluşum Süreci ve Konsiller
Buda hayattayken Caynizm’in kurucusu Vardhamana vefat eder. O’nun ölümünün ardından öğrencileri arasında çıkan tartışmalar mezhepsel bölünmelere neden olur. Bunu öğrenen Buda da keşişlere Dharma’yı ezberlemelerini tavsiye eder. Budistler kutsal metinlerinin başlangıcını Sangiti Sutta’da geçen bu bilgiye dayandırırlar (OKUDAN, 2017).
Buda’nın ölümünün hemen ardından yaşanan tartışmaların büyümemesi için kıdemli öğrencisi Mahakaspaya’nın önderliğinde ve Magadha Kralı Ajatasatru himayesinde ilk konsil toplanmıştır. Bu konsilde, Buda’nın en iyi öğrencilerinden Upali tarafından okunan kurallar çerçevesinde Vinaya oluşmuştur. Buda’nın bir başka öğrencisi ve akrabası Ananda ise Dharma’yı şekillendiren kuralları okumuştur. Bu kuralları okurken kullandığı, böyle işittim anlamındaki “evam maya srutam” kalıbı Buda’nın vaazlarının veya sutralarının giriş cümlesi halini almıştır (OKUDAN, 2017)ü.
İkinci konsil, M.Ö. 383’de Kral Kalasoka himayesinde, keşiş Reveta başkanlığında Vaisali’de toplanmıştır. Toplanma sebebi, keşişlerin Sangha kurallarını gevşetmeleri; altın ve gümüş dilenmeleri, günde bir kereden fazla dilenmeleri ve öğlenden sonra yemek yemeleridir. Bu hareketler kınanmış ve heretik sayılmıştır. Bu tartışmalar Budizm’deki ilk büyük bölünmelere sebep olmuştur. Sthaviravadin ve Mahasanghika isimli iki grup meydana çıkmıştır (OKUDAN, 2017).
Üçüncü konsil, M.Ö. 250 yılında Kral Aşoka himayesinde, keşiş Moggaliputtatissa’nın başkanlığında Pataliputra’da toplanmıştır. Toplanma sebebi, Kral Aşoka zamanında çok destek gören Budistlerin zenginleşmesi ve bunun da Sangha teşkilatını olumsuz etkilemesidir. Keşişler, altın ve gümüş biriktirmeye başlamaları, perhizlere riayet etmemeleri gibi sebeplerle toplanan konsilde, keşişler sınava tabi tutulmuşlar ve sınavdan geçemeyenler Sangha’dan çıkarılmışlardır. Tripitaka’nın büyük bölümü bu konsilde tamamlanmıştır. Budizm tarihinde ilk kez, keşişler Hindistan dışına gönderilerek, dini yayma çabalarına girişilmiştir (OKUDAN, 2017).
Dördüncü konsil, M.Ö. 1. yüzyılda Kral Vattagamani himayesinde, Sri Lanka’da toplanmıştır. Toplanma sebebi, Sri Lanka’da meydana gelen kıtlık neticesinde keşişlerin çoğunun ölmesidir. Tripitaka’nın kaybolması endişesiyle toplanan konsil, kutsal metinleri çeşitli materyallere yazarak saklanmasını sağlamıştır (OKUDAN, 2017).
Beşinci konsil, 1871’de Kral Mindon Min himayesinde, Myanmar’da toplanmıştır. Toplanma amacı, Tripitaka’nın daha kesin bir versiyonunu yayınlamaktır. Beş aylık bir çalışma sonucunda Tripitaka güncellenmiş ve taş tabletlere yazılarak Kuthodaw Pagodası’nda saklanmıştır. Altıncı Konsil, 1954’te yine Myanmar’da toplanmıştır. Tripitaka bir kez daha güncellenmiş ve katılımcı sekiz ülkenin diline çevrilmiştir. Böylece Budistlerin kullandıkları kutsal metinlerin arasındaki farklar azaltılmıştır.
Budist Kutsal Metinleri
Budizm’in kutsal kitabının adı, Tripitaka’dır. Yazıldığı dile nispetle Pali Kanon da denmektedir. Vinaya-Pitaka, Sutta-Pitaka ve Abhidhamma-Pitaka isimli üç bölümden oluşmaktadır.
Vinaya-Pitaka (Disiplin Sepeti)
Tripitaka’nın ilk bölümüdür. Vibhanga, Khandaka ve Parivarapatha olmak üzere üç bölümdür. Konusu, Patimokkha denilen Budistler arasındaki bağdır. Bir Budist keşiş, hayatının her anını, yaptığı her işi bu kurallara göre düzenler. Buradaki kurallara itaat inancın gereğidir. Bir keşişin hayatını düzenleyen 227 kural bu bölümde yazmaktadır. Mahavagga ve Çullavagga isimli iki bölümden oluşmaktadır. (ŞEVİK, 2019).
MAHAVAGGA VIII, 10;
1. Bhikkhular elbiselerini inek pisliğiyle veya sarı çamurla boyuyorlardı. Elbiselerin rengi güzel olmuyordu. Bunu Buda'ya anlattılar. (Buda dedi ki) "Bhikkhular, size şu altı yöntemle elbiselerinizi boyamanızı emrediyorum: Bitki kökleriyle, ağaç kökleriyle, ağaç kabuklarıyla, yapraklarla, çiçeklerle ve meyvelerle."
2. Bhikkhular elbiselerini kaynatmadan boyuyorlardı, elbiseler kötü kokuyordu. Bunu Kutlu Kişi'ye anlattılar, "Bhikkhular, size küçük boya kaplarında elbiselerinizi kaynatarak boyamanızı emrediyorum,"
Boyayı döktüler.. "Bhikkhular, size boya kabının altına leğen koymanızı emrediyorum," Bu sefer de rahipler boyanın kaynayıp kaynamadığını anlayamadılar. Bunu Kutlu Kişi'ye söylediler., "Bhikkhular, size bir damla boyayı suya atmayı ya da tırnağınızla kontrol etmeyi emrediyorum."
3. Bu kere de Bhikkhular kabın içindeki boyayı dökelim derken kabı baş aşağı getirip kırdılar. Bunu Kutlu Kişi'ye söylediler. "Bhikkhular, size boya maşası veya uzun saplı kepçe kullanmaya izin veriyorum." (KAYA, 1999).
Sutta-Pitaka (Vaazlar Sepeti)
Sutta-Pitaka; Dighanikaya, Macchimanikaya, Samyuttanikaya, Anguttaranikaya ve Khuddakanikaya isimli beş bölümden oluşur. Khuddakanikaya; Khuddahapatha, Dhammapada, Udana, İtivuttaka, Vimanavatthu, Petevatthu, Theregatha, Therigatha, Cataka, Niddesa, Patisambhidamagga, Apadana, Buddhavamşa ve Çariyapitaka isimli metinleri içerir. İlk dört kitap, Buda’nın veya müritlerinin konuşmalarından oluşmaktadır. Konuşmaların metninden önce, Buda’nın nerede ve neden konuştuğunu belirten kısım gelmektedir. Bu sepet, Buda’nın öğretisinin özünü yansıttığı için en önemli görülen sepettir (ŞEVİK, 2019).
Dighanikaya; On dört ayrı sutta içerir. İlk suttada; Buda, müritlerine, sakınmaları gereken işleri ve Brahmanların yaşamlarını anlatmaktadır. Dinler Tarihi açısından önemli bir bölümdür çünkü Hindistan’ın dini yaşamı ve düşüncesi üzerine önemli bilgiler vardır. On altıncı suttada Buda’nın son anları ve ölümü anlatılmıştır. On yedinci suttada İndra başta olmak üzere birçok tanrı ya da yarı tanrı Buda’ya tapınırken tasvir edilmişlerdir. Otuzuncu suttada otuz iki özellik sayılır ve bu özelliklere sahip olan kişi Buda olması gerektiği söylenir (ŞEVİK, 2019).
Mahaparinibbana Sutta VI:
1. Kutlu Kişi, saygıdeğer Ananda'ya şöyle konuştu: "Ananda, bazılarınız 'efendimizin sözleri tükendi, artık bizim yol göstericimiz kalmadı' diye düşünebilir. Fakat bu doğru değil Ananda, bunu hiç unutma. Ben aranızdan ayrıldıktan sonra sizin yol göstericiniz, size öğrettiğim gerçekler ve örgüt yasalarıdır.
2. Ananda! Ben olduğum zaman bütün kardeşleriniz birbirine şimdiye kadarki gibi seslenmeyi sürdürsünler, mesela Avuso (Arkadaş) demesinler. Genç bir kardeşimiz büyüğüne ismiyle, aile adıyla veya Arkadaş diye hitap edecek olursa, büyük olan küçük kardeşine 'efendim' veya 'saygıdeğer beyefendi' demeye devam etsin (KAYA, 1999).
Macchimanikaya; yüz elli iki adet suttadan oluşmaktadır. Burada keşiş Çanna’nın öyküsü vardır. Önemli olan kısmı, bu keşiş intihar etmiştir. Buda’ya bu durum sorulduğunda; intihar yeniden doğuş için yapılmışsa suçtur ama sonunda Nirvana hedefleniyorsa suç değildir demiştir (ŞEVİK, 2019).
Samyuttanikaya; elli altı suttadan oluşmaktadır. Budist öğretinin ana prensipleri, İndra ve Mara gibi tanrılar ve yarı tanrılarla ilgili anlatılar ve bazı kahramanların konuşmalarını içermektedir (KAYA, 1999).
Anguttaranikaya; iki bin üç yüz sekiz suttadan oluşmaktadır. 11 bölüme ayrılmıştır ve her bölümde kendi sayısal değerince kavramdan bahsedilir. Örneğin, üçüncü bölümde, işlerin, sözlerin ve düşüncelerin üç türünden, üç keşişten vb. bahsedilmektedir (KAYA, 1999).
Anguttaranikâya III, 129:
Keşişler üç şey gizlice yapılır, açıkça yapılmaz. Nedir o üç şey? Kadınlar gizlice davranır, açık davranmaz ey keşişler. Brahmanların sihirleri gizlidir, açık değildir. Yanlış öğretiler gizlidir açık değildir. İşte Keşişler bu üç şey gizlice yapılır, açıkça yapılmaz.
Keşişler üç şey açıkça parlar, gizli değildir. Nedir o üç şey?
Ay, keşişler, açıkça parlar, gizli değildir. Güneş, açıkça parlar, gizli değildir. Buda'nın kurduğu örgütün dini ve öğretisi açıkça parlar, gizli değildir, işte keşişler, bu üç şey açıkça parlar gizli değildir (KAYA, 1999).
Khuddakanikaya; on beş kitaptan oluşan uzun bir bölümdür. Muhtemelen Buda bu kısmı kastederek, ilerleyen nesillerin Budizm’i zor anlamasında bu bölümün içerdiği derin felsefenin etkili olacağını söylemiştir. Şarkılar, şiirler, peri masalları, hayvan hikâyeleri ile dolu bir bölümdür. Çokça bilinen, doğuştan kör kimselerin fili tarif ettiği olay bu bölümde geçmektedir (KAYA, 1999).
Câtaka No 193:
Bir adam bir keresinde karısının hayatını kendi kanından içirerek kurtarmıştır. Kadın ise, her nasılsa, sakat ve kötü kalpli bir adama âşık olur. Kadın sevdiği adama kavuşabilmek için kocasını bir tepeden aşağı yuvarlar. Fakat bir kertenkele adamın hayatını kurtarır ve adam garip bir yoldan kral olur. Edindiği yeni mevki sayesinde sadakatsiz karısı ile âşığını yeniden görmek fırsatına kavuşur ve onları cezalandırır (KAYA, 1999).
Abhidhamma-Pitaka (Özel Doktrin Sepeti)
Tripitaka’nın üçüncü sepetidir. Sutta-Pitaka ile aynı konuları işlemektedir. Ancak Abhidhamma-Pitaka’nın anlatımı daha ayrıntılı ve daha az sanatsaldır. Budist terminoloji için bir sözlük gibi görünmektedir. Bu sepetin güvenilirliğinden, birinci konsilde hakkında hiçbir bilgi olmaması dolayısıyla şüphe edilmektedir (ŞEVİK, 2019).
Dhammapada
Budizm’in kutsal metinlerinden birisi olan Dhammapada, gerçeğin yolu ya da doğru yol anlamlarına gelmektedir. Aslında Tripitaka’nın Khuddanikaya bölümünde yer alan bir kitaptır. 26 bölüme ayrılmış, 423 sözden oluşmuştur. Prakrit, Sanskrit, Çince ve Türkçe dillerine çevirileri vardır. Budistler bu kitaba ayrı bir önem verirler. Vaazlarda, dualarda bu kitaptan sözler okunurmuş ve Seylan’da herkes bu kitabı ezbere okuyabilirmiş. Buda’nın aydınlanmaya kavuştuktan sonra söylediği güzel sözlerden oluşan bir kitaptır. Budizm öğretisinin en öz cümleleri burada yer alır. Örneğin: "Nefret hiçbir zaman nefretle yok edilemez; nefret sevgiyle yok edilir. Bu olumsuz bir kanundur" (I, 5) (KAYA, 1999).
İkiz Dizeler:
3. “İncittiler beni, kırdılar beni, yendiler beni,aldattılar beni” diyerek sızlanıp durma; içini olumsuzluklarla doldurursan sevgisizlik sona ermez.
4. “İncittiler beni, kırdılar beni, yendiler beni, aldattılar beni” diye söylenerek ağlayıp durma; bu kötü yargıları içinden atarsan, seni yakan sevgisizlik de öyle uçar gider...
5. Bil ki, nefreti nefretle yenemezsin; nefreti aşkla yenebilirsin; bu, başlangıcı ve sonu olmayan ölümsüz bir ilkedir.
6. Çoğu kimse bu dünyada bir sona ulaşmamız gerektiğini bilmez, bunun ayrımına varmaz; oysa bunu bilmeyi başaranlar, kavgalarını bitirip giderler (BÜKER, 2008).
Milindapanha
M.Ö. birinci yüzyılda yaşayan Kral Milinda ile bilge Nagasena arasında geçen konuşmayı aktaran kitaptır. Budizm’in öğretilerinin çök güzel bir özeti mahiyetindedir.
Milindapanha XXVIII, 28:
Kral dedi ki: "Dostum Nâgasena, benimle sohbet eder misin?" "Efendim, benimle bilge biri gibi konuşursanız sohbet ederim, eğer kral gibi konuşursanız etmem."
"Dostum Nâgasena, bilge nasıl konuşur?"
"Efendim, bilge kişiler konuştuğu zaman rakiplerinin savlarına iyi karşılık verseler de vermeseler de, onlar veya rakipleri hataya düşseler de, kendileri üstün gelse veya rakipleri üstün gelse de, hiçbir şekilde öfkeye kapılmazlar. Bilge konuşması işte böyle olur."
"Peki, dostum, krallar nasıl konuşur?"
"Efendim, krallar konuştuğu zaman birisi söylediği şeye itiraz edecek olsa, hemen onu 'bu adamı cezalandırın' diyerek cezalandırırlar. Kral konuşması da işte böyledir."
"Saygıdeğer dostum, ben bilge kişiler gibi konuşacağım, krallar gibi değil. Siz saygıdeğer kişi, güvenle konuşunuz. Karşınızdaki bir rahip, bir çömez veya manastırın kapı bekçisiymiş gibi konuşunuz."
"Çok güzel efendim" diyerek sohbeti kabul etti (KAYA, 1999).
Mahavastu
Mahavastu, Sanskritçe yazılmış kutsal metinlerden biridir. Önceki Buda’ların hayatlarını ve Boddhisatva’nın Kraliçe Maya’nın karnından doğmak için cennetten inişini ve hayatının devamını anlatır. Eserin dili şiirseldir ve çok eski dil özelliklerini barındırmaktadır. Eserin ilk yazılış tarihinin, M.Ö. ikinci yüzyıla kadar gittiği düşünülmektedir (KAYA, 1999).
Lalita Vistara
Lalita Vistara, eğlencenin ayrıntılı anlatımı anlamına gelmektedir. Buda, olağanüstü güçleri olan doğaüstü bir varlık olarak tasvir edilmiştir. Buddha karanlıkta oturmuş meditasyon yaparken saçının bir parçasından çıkan bir ışık gökyüzüne, tanrıların ülkesine gider, Tanrılar, hayretler içinde kalırlar, hemen koşup Buda'nın ayaklarına kapanırlar. Bu dünyanın kurtuluşu için Lalita Vistara'nın açıklanması gerektiğini söylerler. Önceki Budaların açıklamış olduğu bu metni öve öve bitiremezler. Yazım tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur ancak M.S. dokuzuncu yüzyıla ait kalıntıları bulunabilmiştir (KAYA, 1999).
Vajracchika Prajnaparamita Sutra (Elmas Sutra)
Budizm’de birçok sutra kitabı yer almaktadır. Hepsini bu çalışmaya almak konuyu uzatacağı için bir tanesini seçmek istedim. Dunhuang yakınlarındaki bir mağaraya saklanmış kırk bin metinden bir tanesidir. Günümüzde British Library’de sergilenmektedir. Eserin en önemli özelliklerinden birisi, Dünya’nın basım tarihi bilinen (11 Mayıs 868) en eski kitabıdır. Doğu Asya’daki en etkili sutralardandır ve Zen Budizmi’nin temel eserlerindendir. Kitabın Türkçe çevirisi de bulunmaktadır (OKUDAN, 2017).
SONUÇ
Dünya’nın en eski dinlerinden birisi olan Budizm aynı zamanda geniş bir coğrafyaya da yayılmıştır. Bu geniş coğrafyanın kültürel renkliliğinin bir yansıması olarak çok geniş bir kutsal metinler külliyatına sahiptir. Çalışmamızda kullanabildiğimiz metinlerden gördüğümüz kadarıyla Budizm, ahlaki konular üzerinde yoğunlaşmış bir dindir. Daha iyi bir insan olmanın yollarını açıklamaya çalışan öğretisine inananları sıkı sıkıya bağlı kalmıştır diyebiliriz.
Hinduizm’in sistemlerine eleştiri olarak doğan Budizm, muhtemelen Buda’nın ölümünden sonra eski dinin fikirlerini de içine almış gibi görünmektedir. Hint Tanrılarından İndra’nın Budist metinlerde de geçiyor olması, Buda’nın zamanla tanrılaştırılması, heykellerinin yapılması da bu fikri desteklemektedir.
Buda’nın, Caynistlerin düştüğü durumdan örnek alarak öğretilerini ezberletmiş olması ve ölümünden sonra müritlerinin eserleri yazıya geçirmeleri elimizde ilk dönemlere ait metinler olmasını sağlamıştır. Tripitaka metinlerinde Buda’nın ve ilk dönem inananlarının hayatları detaylarıyla anlatılmıştır. Bu da Dinler Tarihi bilimi açısından çok önemli verileri elde etmemize olanak sağlamıştır.
KAYNAKÇA
BUDDA, A. H. Ö. (1935). Dinler Tarihi (Vol. 1. cilt). İstanbul: Vakıt Yayınları.
BÜKER, A. C. (2008). Buda Dedi Ki - Dhammapada. İstanbul: Cinius Yayınları.
ELIADE, M., & COULIANO, I. P. (2018). DİNLER TARİHİ SÖZLÜĞÜ (A. ERBAŞ, Trans.). İSTANBUL: İNSAN YAYINLARI.
KAYA, K. (1999). Buddhistlerin Kutsal Kitapları. Ankara: İmge Kitabevi.
OKUDAN, A. (2017). LOTUS SUTRA VE BUDİST KUTSAL METİNLERİ ARASINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ. (YÜKSEK LİSANS). ANKARA ÜNİVERSİTESİ, ANKARA.
ŞEVİK, Ü. (2019). HİNDUİZM, BUDİZM VE İLAHİ DİNLERDE KUTSAL KİTAP ANLAYIŞI. (Yüksek Lisans). SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ, ISPARTA.
YAVUZ, H. (1999). Dinler tarihi ansiklopedisi: İlkel dinler, çoktanrıcı dinler, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm. İslamiyet (Y. A. ZEYNEP AKBAY, İPEK ERKELLER, & P. K. SEMA GÜZELSEN, Trans.): Gelişim Yayınları.
Yazar: Halim YILDIRIM' a tezinden kesitler paylaştığı için teşekkür ederiz.
Comments